Kliniklerdeki uyuz olayları yüzde 25 artış gösterdi
Uyuz hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Dermatoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Aslı Tokmak, “Uyuz hastalığı son dönemde iyice artmış olup, poliklinikteki hastalarımızın neredeyse yüzde 25-30’una uyuz hastalığı tanısı koymaktayız. Bu artışta son yıllarda ülkemizin sık göç almasının yanı sıra deprem sonrası çadır kentlerde toplu yaşama da etkili olmuştur. Uyuz hastalığı etkeni olan parazit her cinste farklılık gösterir, yani insanlarda ve hayvanlarda uyuz hastalığına neden olan etken farklıdır. Dolayısıyla, hayvanlarda uyuz hastalığına neden olan etken insanlarda uyuz hastalığı yapmaz. Uyuz hastalığı insandan insana bulaşır” diye konuştu.
UZUN SÜRELİ YAKIN TEMASLA BULAŞIR
Bulaşın genellikle uzun süreli yakın temas ile olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Tokmak, “Uyuz paraziti uçamaz, zıplayamaz. Kısa süreli tokalaşmak, sarılmak ile uyuz bulaşma ihtimali çok düşüktür. Daha uzun süreli sarılma, aynı yatakta uyumak, aynı koltukta oturmak, ortak kullanılan havlular ve kıyafetler ile bulaşır. Mağazalarda denediğiniz kıyafetlerle de uyuzun bulaşma ihtimali var. Eğer mağazada sizden önce uyuz hastalığı olan birisi kıyafeti denemişse, hastalık size de bulaşır. Kıyafeti satın aldıktan sonra yıkayarak giymek, eve gelince vücuda kese yaparak duş almak bulaş ihtimalini düşürecektir” şeklinde konuştu.
HEMEN BELİRTİ VERMEZ
Uyuz hastalığı bulaştıktan sonra hemen belirti vermediğini ve kaşıntının hemen ertesi gün başlamadığını söyleyen Uzm. Dr. Tokmak, şu bilgileri paylaştı: “Kuluçka süresi ortalama 3-6 hafta arasındadır. Uyuz paraziti derinin altında kazdığı tünellerin içinde yumurtalarını bırakır ve erişkin parazit tünelin ucunda yaşar. Biz bu tünelleri muayene sırasında görebiliyoruz. Uyuz paraziti sıcaklık arttığında hareketlenmeye başladığı için özellikle kaşıntı geceleri yatağın içerisinde, sıcak ortamda ve sıcak suyla banyo sonrası daha da artar. Gece yatağa girince artan kaşıntı özellikle uyuz hastalığı için tipiktir.”
EL, AYAK VE AĞIZ HASTALIĞI İLE KARIŞTIRILABİLİR
Belirtilerden bahseden Uzm. Dr. Tokmak, “Uyuz hastalığında özellikle el ve ayak parmak araları, el ve ayak bilekleri, koltuk altı, kasıklar, kalça, göbek çevresi, kadınlarda meme başlarında kaşıntı sık olur. Erkeklerde genital bölgede kaşıntılı kabarıklıklar görülebilir. Çocuklarda ve bağışıklık sistemi düşük erişkinlerde saçlı deri ve yüzde de uyuz lezyonları olabilmektedir. Çocuklarda ayrıca avuç içi ve ayak tabanında küçük baloncuk şeklinde kabarcıklar da görebilmekteyiz. Bu açıdan uyuz hastalığı çocuklarda el, ayak ve ağız hastalığı ile karıştırılabilmektedir” ifadelerini kullandı.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Tedavi yollarını anlatan Uzm. Dr. Tokmak, şunları söyledi: “Uyuz hastalığının tedavisinde özellikle bireyin sadece kendisinin değil, ev halkının ve iş yerinde yakın temas ettiği kişilerin de tedaviyi eksiksiz uygulaması çok önemlidir. Eğer sadece kişi kendisi tedaviyi uygular ve diğerleri yapmazsa, bu sefer kişinin kendisi tedavi olur ama kuluçka süresi ortalama 3-6 hafta arasında değiştiği için diğer kişilerde ilk başta kaşıntı olmasa bile 3-6 hafta sonrasında kaşıntı başlar ve tekrar kişiye bulaştırma ihtimali artar. Bu yüzden temas ettiği ve birlikte yaşadığı kişilerin eş zamanlı ve eksiksiz olarak tedaviyi uygulamaları tedavinin en önemli kısmıdır. Tedavide ağızdan alınan haplar ve deriye sürülen losyon ve şampuanlar yer almaktadır. Uyuz parazitini ve deri altındaki tünellerde yer alan yumurtalarını öldürmek için losyonlar ve kremler belirli sürelerle ciltte bırakılır ve ardından tekrar yıkanır. İlaçların gebelerde ve çocuklarda da uygulanabilen formları mevcuttur. Bu losyonlara bağlı ciltte tahriş ve kuruluk da olabileceği için bu sırada nemlendirici krem ile cilt bariyerini onarmalarını önermekteyiz. Tedavi ile parazitin oluşturduğu tüneller geriler ve kaşıntı oldukça azalır, ancak uyuz parazitinin dışkısı ve kalıntıları vücutta bağışıklık sistemi hücrelerini uyarır ve bu hücrelerin vücuttan temizlenmesi sürecinde yani 3-4 hafta daha kaşıntı az da olsa devam edebilir.”
SON 3-4 AYDA GİYİLEN KIYAFETLER 60 DERECEDE YIKANMALI
Tedavide temizlik aşamasının da ayrı önem taşıdığına dikkat çeken Uzm. Dr. Tokmak, “Kişinin son 3-4 hafta içerisinde giydiği kıyafetler, nevresim gibi malzemeleri 60 derece sıcaklıkta yıkanır. Yıkandığında bozulabilecek kıyafetler, ceketler, kabanlar, ayakkabılar, çantalar gibi malzemeleri ise büyük kalın bir poşetin içerisine koyup ağzı sıkıca bağlanarak 7-10 gün açık havada bekletilir, ardından yıkanıp ütülenerek giyilebilir. Koltuk, sandalye ve halılar süpürülerek sirkeli sıcak su ile temizlenmelidir. Evdeki yüzeyler ve kapı kolları da sirkeli su ile temizlenmelidir. Çünkü uyuz mikrobu insan vücudu dışında cansız yüzeylerde de yaklaşık 36 saat canlı kalabilmektedir” açıklamasında bulundu.
BULAŞ RİSKİ MEVCUT
Uyuz hastalığının şu anda ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş olup neredeyse salgın boyutunda olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Tokmak, “Şunu unutmayalım ki bu hastalıkla ilgili bildiklerimiz dâhilinde hepimize bulaş riski mevcuttur. Bu utanılacak, saklanacak bir hastalık değildir. Bu yüzden uyuz hastalığı olan kişilerin temas ettiği kişilere de uyuz hastalığının olduğunu söylemesi ve onların da tedaviyi eksiksiz uygulamaları hastalığın yayılmasını önlemek ve kontrol altına almak için çok önemlidir” dedi.