GÜNDEMSON DAKİKA

Başkan Cemil Karabayram’ın Dikkatiyle 20 Milyonluk Vurgun Önlendi!

Haber Basın Ekibi: Sayın Karabayram, Dolandırıcılık olaylarına karşı dikkat çektiğiniz bir nokta oldu. Size yöneltilen dolandırma girişimiyle ilgili yaşadığınız deneyimi paylaşabilir misiniz?

Cemil Karabayram: Maalesef, Van’dan tanıdığım birine iki dolandırıcı, bir tablo satmak istedikleri ve kamu kurumlarının tablo için çok ucuz fiyat verdikleri sebebiyle müşteri aramak niyetiyle ulaşmışlar. Onlarda bu konuyu bana sordular tablonun orijinal olup olmadığına dair bilgi alıp tabloyu ona göre satın almak için. Tabi satın alma işini yasal işlemler içerisinde yapacaklardı. Ki bildiğiniz üzere ülkemize gelmiş etnografik eserlerin alış ve satışında ilgili işlemler yapıldıktan sonra sakınca bulunmamaktadır. Van’daki arkadaşım tablonun fotoğrafını bana iletti. Tabloyu görünce tablodaki renk, doku bütünlükten bu tablonun sahte olduğunu anladım. Buna tecrübe diyebilirsiniz. Ben zaten Plastik Sanatlarda okudum ve bu alanda yüksek lisansım da bulunmaktadır. Almış olduğum eğitim, kültür alanına olan ilgim ve bu alandaki tecrübelerim ile tablonun sahte olduğunu anladım. Sahtecilik girişimini fark etmem üzerine arkadaşımı dikkatli olması hususunda telkinde bulundum ve ilgili birimleri de bu konuda bilgilendirdim.

Haber Basın Ekibi: Dolandırıcılar Sizi Nasıl Kandırmaya Çalıştı ve Siz Neler Yaptınız?

Cemil Karabayram: Ben bir STK başkanıyım aynı zamanda Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Biriminde Koruma ve Restorasyon Uzmanı Birim Yetkilisi olarak görev yapıyorum. Kimliği belirsiz dolandırıcılar, İran’dan getirildiklerini söyledikleri tablonun bedelini 20 milyon TL olarak belirlemişler. 20 milyon TL fiyat biçtiklerinin tablonun ısrarla orijinal olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlardı. Arkadaşlarıma göndermiş oldukları videoyu bana da gönderdiler. Bende tablo üzerinde detaylı inceleme yaptım ve bölgede bu tür durumların olup olmadığına dair şüpheye kapıldım araştırma yaptım.

Haber Basın Ekibi: Dolandırıcılık Girişimini Nasıl Anladınız ve Emniyete Nasıl Bildirdiniz?

Cemil Karabayram: Araştırmalarım sonucunda aynı tablonun 2018’de gerçek diye piyasaya sürüleceği sırada yakalandığını ve yakalanan tabloyu ise basına gerçek tablo olarak deklare ettiklerini öğrendim. Tabi önemli olan buradaki olay sahte bir tablonun 2018 de gerçek diye basına lanse ediliyor. Ve dolandırıcılar basında çıkan gerçek haberi insanlara gösterip insanları dolandırmaya yönelik eylemlere başvuruyorlar. Bende araştırmalarım sonucunda bu bilgileri edindim. Ve hemen vakit kaybetmeden ilk önce bu tablonun sahte olduğuna dair ilgili Müze Müdürlüğünden bilgi aldım. Bilgi aldıktan sonra da gerekli ilgili kişilere tamamını bilgilendirdim. Aslında olayı fark etmeseydim ve basına bu tablonun sahte olduğunu deklare ettirmeseydim, kesinlikle geçmişte gerçekmiş gibi çıkan bu haberi iyi niyetli kişileri kullanarak 20 milyon TL vurgun yapabilirlerdi.

Haber Basın Ekibi: Dolandırıcılar, Olayı İnanılır Kılmak İçin Noter Onaylı Belge Kullandı. Bu Belgeyi İncelediniz mi?

Cemil Karabayram: Dolandırıcılar, tablonun orijinalliğini gösteren ellerinde noter onaylı belgeden tutunda tablonun aslı olduğunu gösteren belgeler bulunmaktaydı. Fakat ben sunulan belgelerin, başka bir orijinal tablonun belgeleri üzerinde oynayarak ıslak mühür ve mürekkep dediğimiz taklitleri yaparak başka bir ülkenin (İran) noteri üzerinden de mühürleme işlemlerini yaptırtarak gerçek bir belge havası vererek sahte belge ürettiklerini tespit ettim.

“Sahtekârlara Karşı Duruş: Başkan Cemil Karabayram, Sahte Belgelere Geçit Vermedi!”

Cemil Karabayram tarihi eser kaçakçılığını önledi

Haber Basın Ekibi: Kültür Varlıklarımızın Kaçırılmasına ve Ticaretine Karşı Nasıl Bir Bilinç Yaratılabilir?

Cemil Karabayram: Bu olay, kültür varlıklarımızın korunmasına dair bilinç yaratma adına önemli bir örnek. Toplumu, sahte eserler ve dolandırıcılık girişimleri konusunda bilinçlendirmek, kültür varlıklarımızın kaçırılmasını engellemenin anahtarıdır.

Haber Basın Ekibi: Sayın Karabayram, tarihi eser kaçakçılığına karşı gösterdiğiniz duyarlılık ve yürütülen mücadele konusunu biraz daha detaylandırabilir misiniz?

Cemil Karabayram: Elbette. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki tarihi eser kaçakçılığı, vatana yapılmış büyük bir ihanettir. Kültürel mirasımızın çalınması, sadece maddi bir kayıp değil, aynı zamanda kimliğimizin ve geçmişimizin bir parçasının kaybedilmesidir. Bu alandaki çalışmalarımız, bu önemli mirası korumaya yönelik bir mücadeleyi içerir. Uluslararası Strateji Kalkındırma Araştırma Derneği (USKAD) olarak, kültür varlıklarımızın kaçırılmasına karşı farkındalık oluşturmayı ve mücadele etmeyi amaçlıyoruz.


Haber Basın Ekibi: “Eserini satan vatanını satar” ifadesiyle tarihi eser kaçakçılığının vatanseverlikle bağlantısını açıklar mısınız?

Cemil Karabayram: Bu ifade, eser kaçakçılığının sadece maddi bir kayıp olmadığını vurgulamak için kullanılır. Bir milletin kültürel mirası, tarihini ve kimliğini oluşturan temel bir unsurdur. Bu mirası kaçırmak, sadece bir malı değil, aynı zamanda bir milletin geçmişini çalmak anlamına gelir. Dolayısıyla, kültürel varlıklarımızı korumak, bir vatanseverlik görevidir.

Haber Basın Ekibi: Tarihi eser kaçakçılığını iki sınıfa ayırdığınızı belirttiniz. Bu sınıflandırmayı biraz daha açabilir misiniz?

Cemil Karabayram: Evet, tarihi eser kaçakçılığını genel olarak meraklı define avcıları ve ticaret amaçlı faaliyet gösteren, terör örgütleri ile bağlantılı gruplar olmak üzere iki ana sınıfa ayırabiliriz. Define meraklıları, genellikle bilinçsizce gerçekleştirdikleri faaliyetlerle arkeolojik alanlara ve eserlere büyük zarar veriyor. Diğer taraftan ticaret amacı güden kaçakçılık faaliyetleri, ülkenin güvenliğini ve birliğini tehdit edebilecek ciddi sonuçları beraberinde getiriyor.

Haber Basın Ekibi: Suriye ve Irak’taki terör örgütlerinin tarihi eser kaçakçılığından nasıl beslendiğini ifade ettiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Cemil Karabayram: Bu örgütler, kaçırdıkları tarihi eserleri ticari hamlelerde kullanarak elde ettikleri gelirleri ekonomik ve silah gücü olarak kullanıyorlar. Bu durum, sadece kültürel kayıplarımıza değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası güvenliğimize de ciddi zararlar veriyor. Tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele, sadece kültürel mirasımızı korumakla kalmaz, aynı zamanda terör örgütlerinin finansman kaynaklarına da darbe vurur.

Haber Basın Ekibi: Türkiye’de kaçakçılıkla mücadelede devletin rolünü ve alınan önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cemil Karabayram: Türkiye, bu konuda oldukça etkili adımlar atmaktadır. 1973 yılında yürürlüğe giren Eski Eserler Kanunu ve sonrasında 1983 ve 2004’te geliştirilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi mevzuatlarla kültür varlıklarının korunmasına yönelik ciddi düzenlemeler yapılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı ve Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü, özverili çalışmalarıyla kaçırılan eserlerin ülkemize geri kazandırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Haber Basın Ekibi: Definecilik faaliyetlerini özendiren internet siteleri konusundaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?

Cemil Karabayram: Bu siteler, definecilik faaliyetlerini teşvik ederek bilinçsizce gerçekleştirilen kazıların sayısını artırabilir. Bu nedenle, bu sitelerin kısıtlanması ve detektör gibi araçların satışına getirilen kısıtlamalar, kaçakçılıkla mücadelede önemli adımlardır. İnternet üzerinden yapılan bu tür faaliyetlerin kontrol altına alınması, kaçakçılıkla mücadelede daha etkili olmamıza yardımcı olabilir.

Haber Basın Ekibi: Tarihi eser kaçakçılığına karşı mücadelede, vatandaşların rolü nedir? Sivil toplumun ve bireylerin bu konuda nasıl katkı sağlayabileceğini düşünüyorsunuz?

Cemil Karabayram: Vatandaşlar, bu mücadelede önemli bir role sahiptir. Bilinçlendirilmiş ve duyarlı bir toplum, kaçakçılık faaliyetlerine karşı daha etkili bir direnç oluşturabilir. Bu nedenle, kültürel mirasımızın korunması konusunda devletin yürüttüğü çabaları desteklemek, bilgi paylaşımında bulunmak ve kaçakçılıkla mücadeleye katkı sağlamak, vatandaşların sorumluluğundadır.

Haber Basın Ekibi: Son olarak, kültür varlıklarımızın korunması adına atılacak önemli adımlar neler olabilir ve bireylerin bu konuda nasıl destek olabileceğini düşünüyorsunuz?

Cemil Karabayram: Kültür varlıklarımızın korunması için eğitim ve farkındalık çalışmaları büyük önem taşır. Devletin yürüttüğü mevzuat ve mücadelelerin yanı sıra, bireylerin bilinçlenmesi ve bu konuda duyarlı olmaları kritiktir. Eğitim programları, okullarda kültür mirasına yönelik dersler, toplumda bu konuda bilinç oluşturacak etkinlikler bu çabaların bir parçası olabilir. Ayrıca, vatandaşlar kaçakçılık ve dolandırıcılık gibi olayları gördüklerinde yetkililere bilgi vermeli ve devlete destek olmalıdır. Bu şekilde, hep birlikte kültür varlıklarımızı koruyabilir ve gelecek nesillere aktarabiliriz.

Haber Basın Ekibi: Teşekkür ederiz, Sayın Karabayram. Kaçakçılıkla mücadelede gösterdiğiniz çabalar için minnettarız.

Cemil Karabayram: Ben teşekkür ederim. Kültür varlıklarımızın korunması hepimizin sorumluluğundadır, bu konuda birlikte hareket ederek daha büyük başarılar elde edebiliriz.

Gazete Manşetleri Basın Ekibi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu